Mâun suresi, Mekke döneminde inmiş olup 7 ayettir. Sure adını son ayette geçen ve “yardım/zekât” anlamına gelen “Mâun” kelimesinden almıştır. Surede, biri Allah’ın nimetlerini ve hesap gününü yalanlayan nankör, diğeri ise amellerini gösteriş için yapan riyakâr olmak üzere iki tip insan tasvir ediliyor.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
1. Allah’ın dinini (ya da din günü olan ahireti) inkâr edeni tasavvur edebiliyor musun?
2. İşte odur yetimi (ortada kalmışı) itip kakan,
3. Yoksulun yiyeceği ile ilgilenmeyen. Bkz. 69/34
4. Vay, o ibadet edenlerin haline ki,
5. Onlar ibadetin hakiki amacından gafildirler.
6. Onlar öyle kimselerdir ki, (ibadeti çıkar amaçlı) gösteriye dönüştürürler,
7. (Ama yardım etmeye sıra gelince) basit şeyleri bile esirgerler. Bkz. 2/264, 4/38, 8/47
Demek ki derinliğine nüfuz edilemeyen, mana ve sorumluluğu kavranamayan, şuuruna erişilemeyen yalın bir ibadetle Müslümanlık olmuyor. Maalesef günümüz Müslümanı basit şeyleri bile infak edemiyor.